Kaygı Bozuklukları: Modern Yaşamın En Büyük hastalığı

Yaşam Yayın: 03 Ekim 2024 - Perşembe - Güncelleme: 03.10.2024 11:12:00
Editör - VEYSEL DAYI
Okuma Süresi: 6 dk.
Takip EtGoogle News

Eskiden çok değil bundan 20 yıl önce yoğun teknoloji ile tanışmadan tek kanallı televizyonun olduğu, komşuların birbirine selam vermeden geçmediği. beklentisiz dostlukların ve arkadaşlıkların olduğu bir dönemden hazırlıksız bir şekilde digital çağa geçtik. Hazırlıksız olduğumuz için bu teknolojik çağı aslında iyi kullanabilseydik belki daha güzel olabilirdi ama biz televizyon ,tablet yada günümüz oyuncağı cep telefonlarımızın içine kendimizi yerleştirerek yalnızlığı ve toplumdan ayrışmayı tercih ettik. Hızla değişen ve rekabetin arttığı modern yaşam, teknolojinin getirdiği sürekli erişilebilirlik ve belirsizlikler, birçoğumuzun zihinsel sağlığını olumsuz etkiledi ve beraberinde birçok psikolojik sorunu da getirdi. Bunlardan en yaygın olanı ve hayat kalitesini en çok etkileyenlerden biri de kaygı bozuklukları. Artık sadece bir avuç insanın değil, toplumun geniş kesimlerinin mücadele ettiği bir sorun haline geldi. "Her beş kişiden biri hayatının bir döneminde kaygı bozukluğu yaşıyor." Peki, kaygı bozuklukları neden bu kadar yaygınlaştı ve bu durumu nasıl yönetebiliriz? İşte bu soruların cevaplarını ve kaygı bozuklukları hakkında bilinmesi gerekenleri psikolog gözünden sizlere anlatmak istedim

Öncelikle kaygı bozukluğu nedir onun tanımıyla başlayalım ;

Kaygı, belirli bir olaya karşı hissedilen normal bir duygudur. Ancak bu duygu, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyecek kadar yoğun ve sürekli hale geldiğinde kaygı bozukluğu olarak adlandırılır. Kalp atışlarının hızlanması, terleme, nefes darlığı, baş dönmesi, kas gerginliği gibi fiziksel belirtilerle birlikte yoğun endişe, korku ve huzursuzluk hissi ,gerginlik konsantrasyon güçlüğü kaygı bozukluğunun tipik belirtileridir. Peki tanımı yaptığımız günümüzün en büyük psikolojik sıkıntılarından olan kaygı bozukluğu neden bu kadar yaygın hale geldi diye soracak olursak ;

· Sürekli Erişim ve Bilgi Bombarmanı: Sosyal medya, akıllı telefonlar ve sürekli gelen bildirimler, zihnimizi sürekli meşgul ediyor ve dinlenmemizi engelliyor. Bu durum, sürekli bir tetikte olma hissini beraberinde getiriyor.

· Yüksek Beklentiler: Toplumun ve kendimizin bizden beklentileri, mükemmel olmaya yönelik baskılar, sürekli bir başarı baskısı altında olmamıza neden oluyor. Bu da kaygı düzeyini artırıyor.

· Belirsizlik: Geleceğe dair belirsizlikler, ekonomik sıkıntılar, iş kaygısı gibi faktörler, kaygı düzeyini yükselten önemli etkenler arasında yer alıyor.

· Yalnızlık ve Sosyal İzolasyon: Modern yaşam, insanların birbirinden uzaklaşmasına ve yalnızlık hissetmesine neden oluyor. Bu da kaygı bozukluklarının ortaya çıkmasında önemli bir rol oynuyor.

· Genetik Yatkınlık: Bazı kişiler, genetik yatkınlıkları nedeniyle kaygı bozukluklarına daha yatkın olabilirler.

Başlıklarını sıralayabiliriz. Kaygı Bozukluklarının Türlerinden bahsedecek olursak ;

Genelleşmiş Kaygı Bozukluğu: Hemen hemen her konuda aşırı endişe duyma

Panik Bozukluk: Aniden ortaya çıkan şiddetli korku ve endişe atakları

Sosyal Fobi: Toplum içinde olunan durumlarda yoğun kaygı ve utanç duyma

Özgül Fobiler: Belirli bir nesne veya duruma karşı aşırı korku

Sayabiliriz.

 

Şimdide bir psikolog gözüyle bu kaygı ve kaygının getirmiş olduğu sıkıntılarla nasıl baş edebiliriz onlardan bahsetmek istiyorum.aslında böyle bir durumla yani kaygıyla karşı karşıya kaldığımızda önemli olan şeylerden birisi kendimizi tanımak ,sınırlarımız bilmek ve sabır noktası dediğimiz kısmı yönetebilmektir .Kişinin kaygı yönetim becerisi genelde öğrenilmiş şemaları , kendi bilgi ve tecrübesi ile doğru orantılıdır. O yüzden kendimizi kaygılı hissettiğimizde ;

· Profesyonel Yardım almak : Bir psikolog veya psikiyatr, doğru teşhis ve tedavi planı ile size yardımcı olabilir.

· Terapiye başlamak : Bilişsel davranışçı terapi, kabul ve karar verme terapisi gibi terapi yöntemleri, kaygıyla başa çıkmada oldukça etkilidir.

· Sağlıklı Yaşam: Düzenli uyku, dengeli beslenme, düzenli egzersiz yapmak, kaygı düzeyini düşürmeye yardımcı olur.

· Stres Yönetimi Teknikleri: Meditasyon, yoga, derin nefes alıştırmaları gibi teknikler, stresi azaltmaya yardımcı olur.

· Sosyal Destek: Aile ve arkadaşlarınızla vakit geçirmek, sosyal etkinliklere katılmak

kaygı ile başa çıkmanıza yardımcı olur.

Sonuç olarak

Kaygı bozuklukları, modern yaşamın en büyük sorunlarından biri olsa da, tedavi edilebilir bir durumdur. Erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleriyle kaygı bozukluklarının etkileri azaltılabilir ve daha sağlıklı bir yaşam sürmek mümkün olabilir. Unutmayın, sağlıklı bir zihin, sağlıklı bir yaşam için çok önemlidir. kaygı bozukluğu yaşayan tek kişi siz değilsiniz ve yardım almak için çekinmeyin.

NOT : Bu makale tarafımdan bilgilendirme amaçlı yazılmıştır. Tanı ve tedavi için mutlaka bir uzmana başvurunuz, Kendimde danışanlarıma Klinik Psikolog olarak bilgi ve tecrübemle hem bu konuda hemde diğer psikolojik konularda Başkent Ankara’mızda hizmet veriyorum.

Yorumlar (2)
Kln. Psk. Murat ABAOĞLU
03.10.2024 20:47
Öncelikle değerli yorumunuz için çok teşekkür efendim, dediğiniz gibi maruz kaldığımız bir durum ve şu an danışanlarımın çoğunluk kaygı bozukluğu, stres ve ekonomik çıkmazın sebep olduğu problemler ile başvuruda bulunuyor, Tekrar teşekkür ederim,
Nalan
03.10.2024 13:38
Dediğiniz gibi hocam günümüzde en çok maruz kaldığımız fakat bunun farkında olmadan mücadele verdiğimiz bir durum. Belki de en çok kaygı bozukluğu için sizlere başvurmamız gerekiyor.
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.