TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜN ARKA PLANI : KİMSEYE TAHAMMÜL EDEMİYORUM

Yaşam Yayın: 25 Ekim 2024 - Cuma - Güncelleme: 25.10.2024 10:37:00
Editör - FİLİZ ÇALMAN
Okuma Süresi: 5 dk.
Takip EtGoogle News

Kimseye tahammül edemiyorum. Bu cümleyi eğer ki sık kullandığınızı düşünüyorsanız dikkat etmeniz lazım çünkü artık sabır denilen yolun sonuna gelip artık tahammülsüzlük vakti yaklaşmış demektir. Albert Einstein, sabır ve anlayış üzerine şöyle der: "İnsan zekasının gerçek ölçüsü, ne kadar sabırlı olduğudur." Kısaca artık sabır bittiğinde zeka ve empati işe yaramaz demektir. Bazı insanlar, değer görmek için karşı tarafın her koşulunu kabul ederler, devamlı verici konumunda bulunurlar ve bunu yaparak sevilip değer göreceklerini düşünürler. Tartışmalara girmek yerine kabullenmek, onlar için daha güvenli bir alan oluşturur. Bu yaklaşım, zamanla tahammül sınırlarını daraltarak tükenmelerine neden olabilir. Böyle kişiler, bir süre sonra patlamaya hazır bir bomba haline gelir ve en ufak şeylere bile tahammül edemez hale gelirler. Bıçak kemiğe dayanıp artık sabır bittiğinde ise günümüz toplumunda çok sık olarak karşılaştığımız şiddet , akran zorbalığı ve aile içi çatışmalar baş göstermektedir.

Ben psikolog olarak danışanlarımla bu konu üzerinde sıkıntıları ile çalışırken bir danışanım hocam neden birbirimizi sevemiyoruz demişti cevap olarak kendisine önce sevmeye kendimizden başlamalıyız diye cevap vermiştim evet değerli dostlar şimdi soralım “ KENDİMİZİ SEVİYORMUYUZ ? ”

Zaten asıl mesele burada kendimizi ihmal edip hep başkalarının mutluluğuna çalışan bilinçaltımız sıra kendimizle ilgili bir şeye geldiğinde bize hayır cevabını verir .çünkü biz hep verici olmuşuzdur almayı bilmeyen bilinç bunu nasıl isteyeceğini bilmemektedir. yine genç bir danışanımla çalışırken bana erkek arkadaşına yazmış olduğu mesajı yolladığında herkese örnek olması maksadıyla onunda izniyle etik sınırlar içinde burada sizinle paylaşıyorum kısaca mesajın özeti şu ” Kendime çok yüklenmek istemiyorum davranışlarımın derinliklerine indiğimde sebeplerini biliyorum ve kendime de hak veriyorum “ evet değerli dostlar kendimize de değer ve hak vermek zorundayız değilmi?

Tahammülsüzlüğün arka planında aslında

1. Stres ve Yorgunluk: Günümüz dünyasında, hızla akan yaşam ve yüksek beklentiler, bireylerin üzerinde büyük bir baskı yaratıyor. Sürekli stres altında olmak, sabrımızı azaltabilir ve tahammülsüzlüğe yol açabilir.

2. Dijital Çağın Etkileri: Sosyal medyanın yaygınlaşması ve anında bilgiye erişim, sabırsızlık kültürünü besliyor. Her şeyin hızlı olmasını bekler hale geldik; bu da kişisel ilişkilerimizde ve günlük hayatımızda sabrı zorlaştırıyor.

3. Empati Eksikliği: İnsanlar arasındaki empati azaldıkça, başkalarının duygularını ve deneyimlerini anlama kapasitemiz de azalıyor. Bu durum, tahammülsüzlük ve hoşgörüsüzlük yaratabilir.

4. Zihinsel Yorgunluk: Sürekli bilgi bombardımanına maruz kalmak, zihinsel yorgunluğa neden olur. Bu yorgunluk, küçük sorunlara bile büyük tepkiler vermemize yol açabilir.

5. Kişisel Faktörler: Bireylerin kişisel geçmişleri, travmaları ve deneyimleri de tahammül seviyelerini etkileyebilir. Örneğin, geçmişte yaşanan travmalar veya sürekli maruz kalınan olumsuz deneyimler, bireyin tahammül gücünü azaltabilir.

6. İletişim Eksiklikleri: İletişim becerilerimizin zayıf olması, anlaşmazlıkları ve gerginlikleri artırır. İletişim kurma becerilerimizi geliştirmek, sabırlı olmayı ve tahammül göstermeyi kolaylaştırabilir.

7. Toplumsal Baskılar: Toplumun bireyler üzerindeki baskısı, sürekli başarılı olma ve mükemmel görünme zorunluluğu, tahammülsüzlüğü besler. Kendi sınırlarını kabul etmek ve kendine şefkat göstermek, bu baskının hafiflemesine yardımcı olabilir.

Sonuç olarak tahammülsüzlükle başa çıkmak için, kendimize ve başkalarına daha fazla empati göstermek, stres yönetimi tekniklerini uygulamak ve gerçekçi beklentiler belirlemek önemlidir. Ayrıca, sağlıklı iletişim kurma becerilerimizi geliştirmek ve kişisel bakımımıza özen göstermek, tahammülsüzlüğü azaltmada etkili olacaktır.

Unutmayın Bıçak kemiğe dayanıp işler içinden çıkılmaz bir hal almadan önce farkına varıp önlemler alabilirsiniz. Bunun için size gelen eleştirilere açık olun, kendinize karşı dürüst olun İyi-kötü, doğru-yanlış herkese göre farklılık gösterebilir bu yüzden yargılayıcı olmaktan kaçının. Herkes sizinle aynı görüşe ve yapıya sahip olmayacaktır ve bunu bekleyemezsiniz. Farklılıklara karşı toleransınızı arttırın. Bunları yapmakta güçlük çekiyorsanız ve tahammülsüzlüğünüze engel olamıyorsanız profesyonel bir uzmandan yardım istemekten çekinmeyin.

Yorumlar (3)
Murat ABAOĞLU
25.10.2024 11:06
Okuyan herkese yürekten çok tesekkur ediyorum, Toplum olarak yaşadığımız güncel psikolojik sorun ve sıkıntılara elimden geldiğince kalemimle bilgilendirmeye gayret ediyorum, Bu fırsatı sunan başta Veysel bey olmak üzere tüm webtvhaber ailesine tesekkurler
Murat ABAOĞLU
25.10.2024 11:05
Okuyan herkese yürekten çok tesekkur ediyorum, Toplum olarak yaşadığımız güncel psikolojik sorun ve sıkıntılara elimden geldiğince kalemimle bilgilendirmeye gayret ediyorum, Bu fırsatı sunan başta Veysel bey olmak üzere tüm webtvhaber ailesine tesekkurler
25.10.2024 10:53
Yüreğinize sağlık
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.