DERİN BİR NEFES AL VE KENDİNE GEL TÜRKİYE…
Gündem
Yayın: 29 Ağustos 2024 - Perşembe - Güncelleme: 29.08.2024 22:41:00
Editör -
Okuma Süresi: 4 dk.
İstesek te istemesek te Türkiye freni patlamış bir kamyon gibi paldır küldür bir yerlere gidiyor.
Bu gidişi durdurmak elimizde mi?
İstersek durdurabiliriz.
Türkiye’nin derin ve nefes alıp silkinmeye gereksinimi var. Hem de ivedi bir şekilde.
Bir millet her gün yaşadığı felaketlerle deyim yerindeyse ölüyor. Kurtuluş Savaşı günlerinde “Bir Millet Uyanıyor” diye motive edilen millet; her gün patlayan bombalarla, ne yazık ki ölüyor… Gıdım gıdım, parça parça… Terör bu ülkeyi hızla kaosa sürüklüyor.
İnsanın temel hak ve özgürlüklerinin en başında gelmesi gereken “yaşam” hakkı avucumuzun içinden kayıp gidiyor.
Her gün bomba, her gün şehit, her gün sivil yurttaş yitimi…
Türkiye’nin derin bir nefes alıp “oh be” diyebileceği şekilde silkinmesi ve kendine gelmesi gerekiyor.
İnsanları kutuplaştırıcı, ortamı gerici ve sürekli kavgacı bir tutum siyaseti düşmanlık olarak yansıtıyor millete. Bu de elbette terör ü güçlendiren bir etken oluyor. Terör örgütlerine zemin hazırlıyor, malzeme veriyor.
Türkiye bir derin nefes almalı…
Nefes almasını kim sağlayacak?
Elbette, başta bulunanlar, siyasetçiler, aydınlar.. Peki, bu siyasetçiler, bu başta bulunanlar bunu yapabilirler mi?
Hiç sanmıyoruz. Çünkü, onlar sert söylemlerle kendi tabanlarını kemikleştiriyorlar ve karşı düşüncelere karşı hınçlaştırıyorlar.
“Bombalar patladıkça oyumuz artıyor” diyen bir anlayış ülkeye barışı, kardeşliği, huzuru getirebilir mi?
Yaşananlar bu sorunun yanıtını açık açık ortaya koyuyor.
Özgürlükler kısıtlandıkça baskılar artıyor. Dayatma politikası ile yol alınabileceğini sanan aymazlar ülkeyi bölünmenin eşiğine getirdiklerinin ya farkına varmıyor ya da bilinçli bir şekilde bölünmeye götürüyorlar.
400 milletvekilini ver, başkanlığa geçelim, terör bitsin demenin başka bir türlü açıklaması olamaz.
Ortadoğu’nun bir bataklık olduğunu Atatürk görmüş gereğini yapmış…İnönü bu siyaseti sürdürmüş. Bunlar Kurtuluş Savaşı öncesi ve sonrası Arapların bizi nasıl arkadan vurduklarını ve kalleşliklerini yaşamış insanlar..
Sonradan gelen tüm hükümetler de Ortadoğu bataklığına saplanmamak konusunda duyarlı davranmışlar. Komşularla iyi ilişki kurma çabasında olmuşlar…
Komşularla sıfır sorun diyerek dört bir yanda düşmanlıklar kuranlar ise bizi tam Ortadoğu ateş dağının içine atıvermişler.
1 Mart Tezkeresi gibi efsane bir olaydan ders çıkarıp, “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesinin önemi kavranabilinseydi bugün Suriye’den şehitlerimizin gelmesine neden olunamayabilinirdi…
Ne yazık ki, içteki terör olayını çözememiş bir ülke olarak başkalarının işini karışır duruma geldik.
Sıfır sorundan büyük bir soruna bulaştık.
İçte ve dışta, bilmem kaç cephede savaşıyoruz.
Bundan 22 yıl önce bu sorunların hiç birisi yoktu.
Araba paldır küldür gidiyor.
Bu gidişle bir yere toslayacak…
Türkiye derin bir nefes almalı…
Bunun için özgürlüklere alan açılmalı, demokratik bir tutum ortaya konulmalı. Nefes almalı ülke ve ülke insanı… Öğrencisi, öğretmeni, bilim insanı, gazetecisi…
Birlik, benim gibi düşünürsen demekle olmaz.
Demokrasilerde, herkes farklı düşünür. Ama, ortak payda vatandır…
Takiye ile göstermelik birlik görüntüleri yaratmak ve ardından arkadan dolanıp iki puan kapmanın hesabını yapmak ülkeye birliği getirmez. Demokrasi içtenlik ister… Bilgi ister, bilinç ister.
Araba, freni patlamış gibi başıbozuk gidiyor.
Bu ülkenin sevenleri, aydınları, siyasetçileri, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri neredesiniz?
Türkiye’ye nefes aldıracak olan sizlersiniz…
Bu topluma sevgiyi, hoşgörüyü, dayanışmayı, birlik olmayı bugün anlatmayacaksınız da ne zaman anlatacaksınız?
İnsan susarak suça ortak olur.
Konuşmamakla, yazmamakla büyük bir suç işliyorsunuz..
Başka Türkiye yok.
Bu cennet vatanın cehenneme çevrilmesine ve ardından da bölünmenin eşiğine getirilmesine göz yummak insanı suçlu kılar.
Bir başkanlık sevdasına bu ülkenin her gün ağlamasına neden olanlardan korkmayın. Korkak her gün ölür. Korkunun ecele yararı yoktur..
Silkinin ve Türkiye’ye bir rahat nefes aldırın
Yorumlar (0)