Görmezden Gelinen Gerçekler: Gençlerin Sessiz Çığlığı
Karabük ve Safranbolu, Türkiye’nin huzuruyla tanınan güzide şehirlerinden biridir. Ancak geçtiğimiz günlerde yaşanan kuyumcu soygunu, bu huzuru sarsarak halk arasında büyük bir yankı uyandırdı. Yerel basın ve sosyal medyada olayın her detayı tartışıldı, güvenlik önlemleri ve adalet sistemi sorgulandı. Ancak bu kadar yoğun bir ilginin tam ortasında göz ardı edilen başka bir gerçek var: Karabük ve Safranbolu’daki gençlerin ve öğrencilerin içinde bulunduğu durum.
Bu şehirlerde eğitim gören öğrenciler, çoğu zaman büyük sorunlarla boğuşuyor. Ekonomik zorluklar, yüksek kiralar, yetersiz burslar ve barınma problemleri, gençlerin hayatlarını derinden etkiliyor. Bunun üzerine bir de artan madde bağımlılığı tehlikesi eklenince, gençlerin üzerindeki yük katlanarak artıyor.
Madde bağımlılığı, sadece büyük şehirlerin değil, artık küçük ve huzurlu yerlerin de sorunu haline gelmiş durumda. Karabük ve Safranbolu, üniversite öğrencilerinin yoğunlukla bulunduğu bölgelerden biri olarak bu tehditle karşı karşıya. Gençlerin stresle başa çıkabilmek, sosyo-ekonomik baskılardan kaçabilmek için yanlış yollara sapmaları, ciddi bir halk sağlığı problemi olarak karşımıza çıkıyor.
Ancak ne yazık ki bu mesele, kuyumcu soygunu kadar gündeme gelmiyor. Oysa geleceğimizi emanet ettiğimiz gençlerin ruhsal ve fiziksel sağlığı, toplumun güvenliği kadar önemli değil mi? Bu sorunları görmezden gelmek, ileride daha büyük toplumsal yaralara sebep olabilir.
Yerel yöneticilerin ve toplumun tüm bireylerinin, gençlerin sorunlarına daha fazla eğilmesi gerekiyor. Spor, sanat ve eğitim gibi alanlarda gençlere daha fazla fırsat sunulmalı, madde bağımlılığı ile mücadelede daha etkili politikalar uygulanmalı. Güvenlik birimleri sadece kuyumcu soygunlarını değil, sokak aralarında sessizce büyüyen bu bağımlılık tehlikesini de dikkate almalı.
Unutmayalım ki kuyumcu soygununda kaybedilen maddi değerler geri kazanılabilir, ancak madde bağımlılığına sürüklenen bir gencin kaybı, telafisi çok zor olan bir yaradır. Bu yüzden sadece olaylara değil, nedenlere de odaklanmalıyız. Çünkü huzur, sadece sokakların güvenliğiyle değil, gençlerin sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmesiyle mümkündür.
Karabük ve Safranbolu halkı olarak gündemi belirlerken daha geniş bir perspektife sahip olmalı, gençlerimizin sesine kulak vermeliyiz. Kuyumcu soygununu konuştuğumuz kadar, bu şehrin sessiz çığlıklarını da konuşmalıyız. Ancak o zaman gerçekten huzurlu bir toplum olabiliriz.