Hırvatistan’dan İstanbul’a Uzanan Bir Hikâye: Model ve Oyuncu Nina Perković Türkiye’de


1999 yılında Hırvatistan’ın gözde sahil şehirlerinden Split’te dünyaya gelen Nina Perković, bugün hayatını Türkiye’de sürdüren başarılı bir model ve oyuncu. Küçük yaşlardan itibaren Türk dizilerine olan ilgisiyle başlayan Türkiye sevgisi, zamanla daha derin ve anlamlı bir bağa dönüştü. Şimdi ise İstanbul’da yaşıyor ve kariyerine burada devam ediyor.
Çocukluk yıllarında Hırvat televizyonlarında yayınlanan Türk dizileriyle büyüyen Nina, bu yapımlar sayesinde Türkiye’ye olan ilgisini keşfetti. İzlediği diziler sadece kültürel bir merak uyandırmakla kalmadı, aynı zamanda Türkçeyi kendi başına öğrenmesine de vesile oldu. Bugün Türkçeyi akıcı bir şekilde konuşabilen Perković, bu dili bilmenin Türkiye'deki yaşamını ve kariyerini kolaylaştırdığını söylüyor.
İlk kez turist olarak geldiği İstanbul’dan fazlasıyla etkilenen Nina, bu büyülü şehre birkaç kez daha geldikten sonra burada yaşamaya karar verdi. Şu anda İstanbul’da yaşıyor ve Türkiye’yi “artık evim” diye tanımlıyor.
4 yıldır profesyonel modellik yapan Nina Perković, podyumların ve reklam dünyasının dikkat çeken isimlerinden biri. 175 cm boyu, zarif fiziği ve doğal güzelliğiyle öne çıkan Nina, Türkiye’de birçok markayla çalıştı. 2020 yılında Erkan Petekkaya’nın başrolünde yer aldığı “Gel Dese Aşk” adlı dizide yardımcı oyuncu olarak rol alarak oyunculuğa adım attı. Bu deneyim onun için bir dönüm noktası oldu.
2025 yılı itibarıyla büyük bir bankanın reklam yüzü olan Perković, televizyon ekranlarında geniş kitlelerle buluştu. Kamera karşısındaki doğallığı ve profesyonelliğiyle izleyiciden tam not aldı. Türkiye’de yaşamanın ve Türk kültürüne bu kadar yakın olmanın, hem kişisel gelişimine hem de kariyerine büyük katkı sağladığını söylüyor.
Nina Perković, Türk dizi ve sinema sektöründe daha fazla yer almak, bu coğrafyanın hikâyelerini anlatan projelerde rol almak istiyor. İstanbul’da kurduğu yaşamı ise sadece kariyer odaklı değil; aynı zamanda kültürel bir aidiyet duygusuyla da besleniyor.
Split’ten İstanbul’a uzanan bu yolculuk, yalnızca bir meslek hikâyesi değil, aynı zamanda kültürler arası bir köprüye dönüşen samimi bir yaşam öyküsü. Nina’nın Türkiye’de attığı adımlar, hayallerin cesaretle nasıl gerçeğe dönüşebileceğinin canlı bir örneği.