PSİKOLOG GÖZÜNDEN GEÇMİŞİ ÖZLEMEK

Gündem Yayın: 07 Kasım 2024 - Perşembe - Güncelleme: 07.11.2024 09:32:00
Editör - FİLİZ ÇINAR
Okuma Süresi: 4 dk.
Takip EtGoogle News

Geçmiş, bireylerin ve toplumların kimliğini ve kültürünü şekillendiren , geleceğe dair umut ve hedeflerimizi belirlememize öncülük eden bir zaman kavramıdır . Geçmişin değeri, bugünü anlamamıza ve daha iyi bir gelecek inşa etmemize yardımcı olur. Geçmişi özlemek, insanın doğasında var olan duygulardan biridir. Bu duygu, geçmişte yaşanan olayların, deneyimlerin ve ilişkilerin değerini anlamamıza ve hayatımızdaki anlamını kavramamıza yardımcı olur. Ama şunu unutmamak gerekir ki hiçbir pişmanlık ve suçluluk geçmişi etkilemediği gibi hiçbir endişede geleceği değiştirmez.

Geçmişi özlemenin birçok nedeni olabilir. Bireyler, genellikle daha güvenli, mutlu veya huzurlu hissettikleri dönemlere geri dönme isteği duyarlar. Bu dönemler, çoğunlukla çocukluk veya gençlik yıllarına denk gelir. Bu yaşlarda, sorumlulukların azlığı, keşfetme ve öğrenme süreçlerinin yoğunluğu gibi faktörler, geçmişin özlenmesine neden olur. Ayrıca, geçmişteki bazı anılar, zaman içinde zihnimizde idealize edilir ve bugünden daha iyi görünür hale gelir. Yine naçizane kendimden örnek verecek olursak çocukluğumun geçtiği o evin sıcaklığı ,annemin babamın her türlü zorluğa rağmen bizleri hayata hazırlamaları , kardeşlerimle birlikte oynadığımız oyunların bize neler kazandırdığını en önemlisi saygının ve insanların birbirine olan güvenlerinin hep var olduğu bir dönemde 80 li yıllarda yaşamanın güzelliğini ayrı bir yazımda anlatabilirim. Bu vesile ile Canım Annem ve Babamada hak ettikleri teşekkürü buradan sizler aracılığı ile tekrar iletmiş olayım.

Geçmişi özlemenin psikolojik etkilerinden bahsedecek olursak bireyin zihinsel sağlığı üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkileri olabilir. Olumlu yönde, geçmişi özlemek, kişinin kendini daha iyi hissetmesini ve yaşadığı anılardan güç almasını sağlayabilir. Bu, özsaygıyı artırabilir ve bireyin kendisiyle barışık olmasına yardımcı olabilir. Ancak, geçmişi sürekli olarak özlemek ve bugünü yaşayamamak, olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu durum, bireyin şu anki yaşamından memnuniyetsiz olmasına ve gelecek hakkında kaygı duymasına yol açabilir.

Nostalji, geçmişi özlemenin bir türüdür ve beyinde belirli bölgeleri aktif hale getirir. Nostalji hissi, beyinde dopamin ve serotonin gibi mutluluk hormonlarının salınımını artırır. Bu hormonlar, bireyin kendini daha iyi hissetmesini sağlar. Ancak, nostalji hissinin sürekli olarak yaşanması, bireyin gerçek dünyadan kopmasına ve hayal dünyasında yaşamasına neden olabilir. Bu yüzden bu dengeyi iyi koruyarak kendimizi geçmişe hapsetmemeli ve geleceğin de bizi beklediğini asla unutmamalıyız.

Geçmişi özlemek, bireyin kendisini daha iyi tanımasına ve hayatındaki önemli olayları değerlendirmesine yardımcı olabilir. Bu süreç, bireyin kişisel gelişimini destekler ve yaşadığı deneyimlerden ders almasını sağlar. Ayrıca, geçmişi özlemek, bireyin aile bağlarını güçlendirmesine ve eski dostluklarını yeniden değerlendirmesine olanak tanır. Bu da, sosyal ilişkilerin sağlamlaşmasına ve duygusal sağlığın korunmasına katkı sağlar.

Geçmişi özlemek, bireyin geleceğe dair planlar yaparken de etkili olabilir. Geçmişte yaşanan olumlu deneyimler, bireyin gelecekteki hedeflerini belirlemesine ve bu hedeflere ulaşma motivasyonunu artırmasına yardımcı olabilir. Ancak, geçmişteki olumsuz deneyimlere takılı kalmak, bireyin geleceğe dair umutlarını ve planlarını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, geçmişi özlerken, dengeli bir bakış açısına sahip olmak önemlidir.

Kısaca geçmişi özlemek, bireyin kendini tanıma, anlama ve geliştirme sürecinde önemli bir rol oynar. Geçmişi özlemenin hem olumlu hem de olumsuz etkileri bulunmakla birlikte, bu duyguyu sağlıklı bir şekilde yönetmek, bireyin ruh sağlığını korumasına ve hayatını daha anlamlı kılmasına yardımcı olur. Geçmişi özlemek, bugünü yaşamak ve geleceği inşa etmek arasında bir denge kurmayı gerektirir.

Yorumlar (1)
Kadir Kuzören
08.11.2024 10:01
Okudum ve yararlandım Murat bey.
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.