Ne Oldu Bize?

Yaşam Yayın: 24 Nisan 2025 - Perşembe - Güncelleme: 24.04.2025 14:53:00
Editör - FİLİZ ÇINAR
Okuma Süresi: 3 dk.
Takip EtGoogle News

Bir zamanlar Türkiye’nin dört bir yanında farklı lehçelerle ama aynı yürekle konuşan insanlar vardı. Komşu, kapıyı çalmadan girerdi; çünkü arada kapı değil, gönül vardı. Mahallede biri hastalansa herkes seferber olurdu. Akrabalarla bayramda buluşmak bir görev değil, bir özlemin vuslata dönüşmesiydi. Şimdi ne oldu bize?

Artık komşular birbirinin adını bilmiyor. Aynı apartmanda senelerdir oturan insanlar asansörde selam vermeden inip çıkıyor. Birbirimizi görmemeye, tanımamaya, temas etmemeye alıştık. Duvarlarımız yükseldikçe gönüllerimizin arasındaki mesafe de açıldı.

Aileler küçüldü ama mesafeler büyüdü. Aynı evin içinde herkes farklı ekranlara bakıyor. Akrabalar bir araya geldiğinde sohbetler, paylaşımlar yerini politik tartışmalara ya da sessiz gerginliklere bırakıyor. Eskiden sofrada ekmek bölüşürdük, şimdi ekrandan gündem takip ediyor, birlikte yemek yemeye bile fırsat bulamıyoruz.

Cenazeler vardı eskiden... İnsanlar taziyeye değil, dayanışmaya gelirdi. Sessizce omzunu uzatır, acıyı bölüşürdü. Şimdi, kimin öldüğü kadar kimlerin gelip gelmediği konuşuluyor. Düğünlerde bile yüzlerde neşe değil, yorgunluk ve zoraki tebessümler var. Eğleniyoruz ama kalpten değil. Birbirimize bakıyoruz ama görmüyoruz.

Toplum olmak sadece aynı bayrak altında yaşamak değil. Aynı sofrada doymak, aynı acıya omuz vermek, aynı sevinçle coşmaktır. Paylaşmaktır. El uzatmaktır. Gönül alabilmektir.

Peki biz ne yaptık? Kabuğumuza çekildik. Sırtımızı döndük. Kimseye muhtaç olmayalım derken, kimseyle bağı olmayan bireyler haline geldik. Ama insan yalnız yaşadıkça eksilir. Ne ev büyüklüğü ne banka hesapları, kaybettiğimiz bu bağı geri getirebilir.

Belki de artık silkelenip kendimize gelme vaktidir. Zaman kime ne gösterir belli değil. Daha yeni deprem oldu. Sıkı sarılın  sevdiklerinize, dostlarınıza, akrabalarınıza, komşularınıza sonra zengin fakir ayrımı olmadan bir bakmışsınız aynı çadırı paylaşmak zorunda kalmışsınız. Eskiyi övmek değil mesele, eskiyi hatırlayıp bugünü iyileştirmek. Çünkü hâlâ geç değil. Komşuya bir tabak yemek götürmekle başlar her şey. Bir selamla. Bir hâl hatırla. Bir “Nasılsın, iyi misin?” demekle...

Yoksa bu gidişle düğünlerimizde de, cenazelerimizde de yalnızız. Ve bu yalnızlık, kalabalıkların en acı vereni...

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

ss