NEDEN ÖFKELİYİM?


Değerli dostlar Merhaba. Bu hafta sizlere aslında herkesin kendine sorduğu ama cevabını belkide bulamadığı bir konuda “Neden Öfkeliyim? Niye kendimi kontrol edemiyorum ? ”konusunda bir yazı kaleme almak istedim. Bizler belli bir yaşın üzerinde hayat tecrübesine sahipken yaşamın şartları yada koşullar nedeniyle bazen öfke muhasebesi yaparken özellikle sizlerinde dikkatini muhakkak çekmiştir maalesef 20 ‘li yaşların altındaki gençlerimiz , evlatlarımızda bu rahatsız edici durumla yani öfkeyi kontrol edememe konusunda sıkıntılar yaşıyorlar. Bende klinik psikolog olarak bu yazımda bundan bahsetmek istedim.
Hayat bazen üst üste gelen zorluklarla insanı yıpratır ve insana ağır gelir. Günlük mücadeleler, belirsizlikler, Geçim derdi, iş stresi, ve geleceğe dair kaygılar zihnimizi yorar ve içimizde büyüyen bir öfkeyle baş başa kalırız .Bir noktada kendimizi sürekli bir mücadele içinde buluruz bazen hiç durmaksızın çabalıyor gibi hissederiz. Ama yine de hayat bize sürprizler yapmaya devam eder ve bazı şeyler kontrolümüz dışında gelişir. İşte tam bu noktada öfke devreye girer.
Öfke içimizde biriken hayal kırıklıklarının, baskıların ve belirsizliklerin dışa vurumudur. Gelecek kaygısı, maddi sıkıntılar, insanların beklentileri, üzerimizde kurulan baskılar… Bunların hepsi birleştiğinde, kendimizi tükenmiş hissetmemiz kaçınılmaz olur. Ancak öfke, doğru yönetilmediğinde zarar verici bir güce dönüşür. Önemli olan, onu bastırmak değil, anlamak ve yönlendirebilmektir.
“Ya başaramazsam? Ya her şey daha kötü olursa?” gibi sorular, bizi huzursuz eder. Bazen her şeyin üst üste geldiğini hissederiz. Ne kadar uğraşsak da yeterince ilerleyemediğimizi düşünürüz. “Neden hep ben mücadele etmek zorundayım?” diye içimizden geçiririz. Fakat unutulmaması gereken bir gerçek var oda Hayat kimseye sürekli kolaylık sunmaz. Ama aynı zamanda hiçbir zorluk da sonsuza kadar sürmez. Ne kadar karmaşık olursa olsun, her durum değişmeye mahkûmdur. Ve biz bu değişimi kontrol edemesek bile ona nasıl yaklaşacağımızı seçebiliriz. gerçek şu ki Düşündüğümüz kadar çaresiz değiliz. Her zaman bir çıkış yolu vardır. Her zaman yeni bir başlangıç mümkündür.
Öfke kontrol edilmediğinde bizi içten içe kemiren bir duyguya dönüşür. “Öfke rüzgârdır; önce senin gemini batırır.” Bu söz, öfkenin öncelikle bize zarar verdiğini çok güzel anlatır. Kendimizi kaybettiğimizde asıl odaklanmamız gereken şeyleri unutabiliriz. Oysa sakin kalmak ve sabırla ilerlemek uzun vadede her zaman daha güçlü bir sonuç getirir.
Gelecek kaygısını ve öfkeyi yönetmek için kendimize hatırlatmamız gereken bir başka söz ise şudur “En iyi intikam büyük bir başarıdır.” Yani seni öfkelendiren şeylerin seni tüketmesine izin vermek yerine bunları motivasyon kaynağın haline getirebilirsin. Senin sınırlarını zorlayan olaylar aslında seni daha güçlü yapabilir. Yapman gereken hedeflerini belirleyip sabırla ilerlemek. Öfkene teslim olmak yerine onu doğru bir şekilde yönlendirerek hayatın içinde yol almaya devam etmek.
Şimdi kendine bir anlık zaman tanı. Derin bir nefes al. Öfkeni hisset ama onun seni ele geçirmesine izin verme. Unutma ki her sabah yeni bir başlangıç sunar ve her mücadeleden bir şeyler öğreniriz. Hayat belirsizliklerle dolu olsa da bizim ona verdiğimiz anlam her şeyden daha değerlidir.
Evet yazarken kolay olduğunu düşünebilirsiniz ama sizlere şunu belirtmek isterim ki hayat deneyimim yaşadıklarım ve danışanlarımın benimle paylaştıklarından yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki öfkeden kar eden olmamıştır. Hayat belirsizliklerle dolu olsa da bizim ona verdiğimiz anlam her şeyden daha değerlidir.
“Fırtına ne kadar sert esse de güçlü olan rüzgâra boyun eğmez; yönünü değiştirir.”
Öfkenin seni durduran değil seni ileriye taşıyan bir güç olmasını sağla. Yoluna çıkan engeller seni geriye çekmesin aksine seni daha da güçlü kılsın. Hayat zor olsa da içinde taşıdığın güç ve azim bundan daha büyük.
Sakin kal, sabırlı ol ve en önemlisi: Asla pes etme!