Yalan Haberler Gerçeklerden Altı Kat Daha Hızlı Yayılıyor

Eğitim Yayın: 02 Mayıs 2025 - Cuma - Güncelleme: 02.05.2025 22:43:00
Editör - VEYSEL DAYI
Okuma Süresi: 5 dk.
Takip EtGoogle News
Karabük Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Hukuk Bölümünden Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun sadece bireyleri değil, kurumları ve devletleri de hedef alan küresel bir manipülasyon aracı hâline geldiğini belirterek, “Dezenformasyon bir zihin manipülasyonu aracıdır ve çağımızın en sinsi tehditlerinden biridir.” dedi.
KBÜ Medya’ya konuşan Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dijital şiddetin bir türü olarak dezenformasyonun bireyleri, kurumları ve hatta devletleri nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde değerlendirdi.
“Dezenformasyon Dijital Şiddetin Bir Türü Hâline Geldi”
Eroğlu, dezenformasyonun kasıtlı olarak yayılan yanıltıcı bilgilerle kamuoyunu yönlendirme amacı taşıdığını belirterek, bu kavramın günümüzde dijital şiddetin bir türü hâline geldiğini söyledi. 
Dezenformasyon, mezenformasyon ve malenformasyon kavramları sıklıkla birbirine karıştırılsa da her birinin farklı anlamlar taşıdığını ifade eden Eroğlu, şöyle konuştu: “Mezenformasyon kötü niyet olmadan yapılan yanlış bilgi paylaşımıdır. Malenformasyon ise doğru bilginin, kamuoyunu yanıltmak amacıyla bağlamından koparılarak sunulmasıdır.” dedi. 
“Yalan Haberler Gerçeklerden Altı Kat Daha Hızlı Yayılıyor”
Yapılan araştırmalara göre yalan haberlerin, doğru içeriklere kıyasla altı kat daha hızlı yayıldığını vurgulayan Eroğlu, bunun nedeninin bireylerin bilgiye kolay erişme arzusuyla doğrulama zahmetinden kaçınmaları olduğunu söyledi. Eroğlu, günümüzün "post-truth" çağında bireylerin gerçek yerine duygulara hitap eden içerikleri tercih ettiğini kaydetti.
“Dijital Medya Çalışanları da Basın Mensubu Statüsüne Alındı”
Dijitalleşmenin medya üzerindeki etkilerine de değinen Özçağlar, artık haberlerin büyük oranda dijital ortamda üretildiğini ve yayıldığını, bu durumun ise basın mensuplarına daha fazla sorumluluk yüklediğini belirtti. Kamuoyunda “Dezenformasyon Yasası” olarak bilinen 7418 Sayılı “Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’un da bu süreçte önemli bir yasal düzenleme olduğuna dikkat çeken Özçağlar, internet haberciliğinin “süreli yayın” olarak kabul edilmesinin ardından dijital medya çalışanlarının da basın mensubu statüsüne alındığını söyledi.
“Gazeteciler Kamu Yararına ve Doğruluğu Teyit Edilmiş Haberlere Odaklanmalıdır”
Eroğlu, haber yaparken dikkat edilmesi gereken iki önemli ölçütün “maddi gerçeklik” ve “görünürde gerçeklik” olduğunu belirterek, gazetecilerin kamu yararına ve doğruluğu teyit edilmiş haberlere odaklanması gerektiğini vurguladı. Dijitalleşmenin medya alanında bazı etik sorunları da beraberinde getirdiğini belirten Eroğlu, kamu yararından uzak, yalnızca tıklanma ya da takipçi kazanma amacıyla yapılan içeriklerin hem bireylerin onurunu zedelediğini hem de kurumların itibarını hedef aldığını vurguladı. Dezenformasyonun temelinde gerçeğin kasıtlı olarak çarpıtılmasının yattığını ifade eden Eroğlu, gazetecilerin bu noktada büyük bir sorumluluk taşıdığını belirtti.
Eroğlu, haberin objektifliğini korumanın, özellikle günümüzde daha da önemli hâle geldiğini ve kişisel yorumların gerçekmiş gibi sunulmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, “Kendi hayalinizi yazamazsınız. Maalesef biraz hayallerin yazılması durumu söz konusudur.” dedi.
Hapis Cezasına Varan Yaptırımlar
7418 Sayılı Kanun'un, kamuoyunu yanıltıcı bilgi yayma suçuna yönelik ciddi yaptırımlar getirdiğine işaret eden Eroğlu, “Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikle, kamu düzenini bozma amacı taşıyan dezenformasyon içerikli paylaşımlar bir yıldan üç yıla kadar hapisle cezalandırılabiliyor. Eğer bu suç örgütlü şekilde ya da kimlik gizlenerek işlenirse ceza artırılıyor.” ifadelerini kullandı.
“Gençler En Hassas Hedef Grubu”
Özellikle gençlerin sosyal medya üzerinden yayılan yanlış bilgilere açık olduğunu belirten Eroğlu, farkındalık oluşturmanın önemine değinerek, “Şaka gibi görünen içerikler dahi adli sürece yol açabiliyor. Gençleri korkutmadan, bilinçli farkındalık kazandırmamız gerekiyor.” dedi.
“Ekran Görüntüsü ve e-Noter Delil Sayılıyor”
Dezenformasyonla mücadelede bireylerin de sorumluluk üstlenmesi gerektiğini kaydeden Eroğlu, dijital içeriklerin hızla silinebildiğine dikkat çekerek, “Ekran görüntüsü almak ve Noterler Birliğinin e-Tespit sistemi gibi araçlar, yalan haberlere karşı delil oluşturmak açısından büyük önem taşıyor.” dedi.
“Çamur At, İzi Kalsın Anlayışına Son Verilmeli”
Haberlerin kişilere ya da kurumlara zarar vermemesi gerektiğini vurgulayan Eroğlu, şu uyarıda bulundu: “Hakikati bağlamından kopararak servis etmek iftiradır. Sevmediğiniz biri hakkında bile olsa bu tür haberler hem ahlaki hem de hukuki açıdan sorunludur. Dezenformasyon en çok toplumun kurumlara olan güvenini zedeler. Bu yıkılan güven duygusunu onarmak yıllar alır. Basın mensupları, kalemlerini hakikatten yana kullanmalıdır.”
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

ss